Gözetimin olmadığı özgür bir dünyada yaşamak istiyoruz!
Biz, dijital çağda özgürlük, mahremiyet ve güvenliği savunan bir topluluk olarak, iletişim güvenliğini başa alıyor; özgür yaratı ve etkinliklerimize alan açabilecek olan internet sansürüne karşı mücadele yürütüyoruz. İnsanların bilgiye özgürce erişebileceği, örgütlenebileceği ve enternasyonal bağlarını güçlendirebileceği özgür bir internet istiyoruz. Ancak, internetin devletlerin ve şirketlerin artan gözetimi altında olduğunu görüyor; sansür ve gözetime karşı örgütlenmek, karşı yöntemler geliştirmek zorunda olduğumuzu, özgürlüğümüzü ancak mücadeleyle kazanabileceğimizi biliyoruz.
Düşmanın gözetim teknoloji ve yöntemleri
Mahremiyetimize, özgürlüğümüze ve güvenliğimize kastedenlere karşı nasıl önlem alacağız? Günümüzde devletler, bilişim oligopolleri iletişim güvenliğimizi tehdit eden çeşitli gözetim araçları ve yöntemleri kullanıyor. Bunlar, esas olarak kapitalist sistemin, sömürü ilişkilerinin sürgit devamı için örgütlenme, düşüncelerimizi ifade etme ve eyleme geçme potansiyelimizi bastırmak için sınıf düşmanımız kapitalist devlet tarafından organize bir şekilde kullanılan araç ve yöntemlerdir. Eğer antikapitalistseniz, sosyalistseniz düşmanınızın bu faaliyetine karşı koymak zorundasınızdır. Eğer muhalifseniz; insan hakları savunucusuysanız; ekolojik kırıma karşı sesinizi yükselten doğa savunucusuysanız; azgın sömürüye karşı sendikal haklarınızın mücadelesini yürütüyorsanız; siz yine hedef tahtasındasınızdır ve mahremiyetinizi korumanız, iletişim güvenliğinizi sağlamak zorundasınızdır. Bunların hiçbirisiyle alakam yok ve topun ağzında da değilim de diyor olabilirsiniz. Ama eminiz ki yatak odanıza kadar sızan, en doğal sosyalleşme kanallarınızı bile hedef alan gözetim teknolojilerine itirazınız olacaktır ve insani tüm ilişkilerinizin bir BBG evi gibi izlenmesine karşı çıkacaksınızdır. O halde gözetim teknolojilerine karşı kendimizi korumak için ne yapacağız? Elbette öncelikle düşmanınızı tanımak ve kullandığı yaygın gözetim biçimlerini bilmek zorundasınızdır.
O halde kısa kısa bunlara değinelim. Yeri geldikçe sitemizde gözetim teknolojilerini işleyecek, karşı önlemlerimizi tartışacağız.
1. Kitlesel veri toplama (Mass Surveillance)
Devletler, internet trafiğini izlemek, telefon görüşmelerini kaydetmek ve e-posta iletişimini takip etmek için kitlesel veri toplama sistemleri kullanıyor. Örneğin, PRISM, Echelon ve XKeyscore gibi sistemler, devletlerin bireylerin kişisel verilerine erişmesini sağlıyor.
2. Sosyal medya ve internet gözetimi
Sosyal medya platformları ve internet servis sağlayıcıları, devletlerle iş birliği yaparak kullanıcı verilerini paylaşıyor. Bu, bireylerin siyasi görüşleri, ilişkileri ve hatta günlük alışkanlıkları hakkında devletlerin bilgi sahibi olmasına yol açıyor. Muhalif ve devrimci güçlerin faaliyetinin engellenmesine, devlet terörü ve baskının yoğunlaştırılmasına neden oluyor.
3. Yapay zeka ve otomatik gözetim
Yapay zeka teknolojileri, bilişim oligopollerin ve devletlerin büyük veri setlerini analiz ederek bireyleri otomatik olarak izlemesine olanak tanıyor. Bu, özellikle devrimci güçler, sistem karşıtları, muhalif güçler ve ülkedeki ezilen ulus, din, mezhepler, etnik azınlık grupları üzerinde baskı oluşturmak için kullanılıyor. Elbette bugüne kadar insanın üretici güç olarak kaydettiği tüm gelişme ve birikimi soğurarak adeta insanlığın genel zekası haline gelen yapay zekanın bilişim oligopolleri ve kapitalist devletler tarafından mevcut kullanımı bile -henüz yolun başındayız yapay genel zekanın gelişiminde- insanlık için büyük tehlike ve tehditleri barındırıyor. Eğer insanlığın birikimi olan genel yapay zekayı bunların ellerine terk edersek geleceğimiz distopyadan farksız olacaktır. Savaşımımız aynı zamanda geleceği ellerimize alma savaşımı olacaktır.
4. Biyometrik veri toplama
Yüz tanıma sistemleri, parmak izi tarayıcılar gibi biyometrik veri toplama yöntemleri, bireylerin fiziksel hareketlerini ve kimliklerini izlemek için kullanılıyor.
Gözetim teknolojilerine karşı koymak ve mahremiyetimizi korumak
Sömürüye, baskı ve eşitsizliğe karşı savaşım verenlerin hedef haline gelmemesi ve en temel insan haklarından biri olan bireyin mahremiyet hakkının ihlal edilmemesi için ne yapacağız? Elimiz armut toplamıyor. Gözetim teknolojilerine karşı önlem alacak, alternatif güvenlikli yol ve yöntemlerle bilişim alanında kendimize bir yol açacağız. Bu yönde gelecek her öneriye açığız, geliştirilen her tekniği ve yöntemi yaygınlaştırıp toplumsallaştırmaya adayız. İlk etapta şu çözüm yol ve yöntemlerini öneriyoruz:
– Şifreleme teknolojileri
İletişim güvenliğini sağlamak için uçtan uca şifreleme (end-to-end encryption) gibi teknolojilerin yaygınlaştırılması, kriptolama programlarının, yöntemlerinin kullanılması gerekiyor. Amacımız mesajların yalnızca gönderen ve alıcı tarafından okunabilmesini sağlamalı , bilgisayar ve dijital araçlarımıza bizim dışımızda kimsenin erişememesini hedeflemeliyiz.
– Anonim iletişim araçları
Tor ağı gibi anonim iletişim araçları, yine Tor uygulamasını da içeren TAİLS gibi sadece internette özgürce dolaşabilmeyi esas alan işletim sistemleri, bireylerin kimliklerini gizleyerek internette kuyruksuz dolaşmalarını sağlar. Bu tür araçlar, özellikle faşist rejimlerin olduğu ülkelerde hayat kurtarır! (Hiçbir bilişim teknolojisinin güvenlikli kullanımı konusunda yüzde yüz garanti verilemez. İnternet ortamındaki her yöntemin, her programın teorik olarak çözülebilmesi mümkündür. Ama biz tüm sınırlarımızı zorlayarak teorik olarak mümkün ama pratik olarak mümkünsüz olabilecek yöntemler, programlar geliştirebilmeliyiz. Nerede bu yönde bir ileri çıkış varsa onun kullanımını yaygınlaştırmalıyız.)
– Özgür yazılımlar
Özgür yazılımlar, kullanıcıların yazılımın nasıl çalıştığını inceleyebilmesini ve güvenlik açıklarını tespit edebilmesini, geliştirilmesi sürecine müdahil olabilmesini ve istedikleri kişilerle sınırsızca paylaşabilmesini esas alır. İnsanlığın kolektif üretim ve birikimini yansıtır. Bu kolektif üretim ve birikimin kimse tarafından özel mülk haline getirilememesi, çitlenememesi esprisine dayanır. Özgür yazılımları kullanacak; kendimize özgürlük alanları, en azından bilişim oligopolleri ve kapitalist devletlerle savaşım halindeyken ayağımızı sağlam basabileceğimiz zeminler oluşturacağız. Bu çerçevede içimize tam sinmese ve gerekmedikçe tercih etmesek de, bilişim oligopolleri ve sınıf düşmanlığı sabit olan kurum ve yapılar -kapitalist devletler- tarafından kullanıyor olsa da yine açık kaynaklı yazılımlar da en azından arka kapı (backdoor) uygulamalarının deşifre edilebilme imkanı nedeniyle kullanılabilir.
– Özgür bir internet, gözetimsiz bir dünya için mücadele
Gözetim teknolojilerine karşı savaşımı sadece “tekniğe” doğru daraltarak veremeyiz. Bilgi güçtür ve bu gücü bize karşı pervasızca kullananlar var. O halde onların bu pervasızlığına karşı biz de pervasızca savaşım vermeliyiz. Gözetlemeye ve internet yasaklarına, kısıtlamalara karşı sokağın gücü ile de karşı koymak zorundayız. En büyük üretici güç olan insanın direniş ve savaşım araç ve yöntemlerini hayatın her alanında geliştirmesi ve dolaşıma sokması gerekiyor. Ancak böyle bir savaşımla sınıf düşmanlarımızın istedikleri gibi top koşturmasını engelleyebiliriz.
Sınıfsız, sömürüsüz, sınırsız ve cins ayrımsız özgür bir dünya istiyoruz!
Kavgamız her cephede özgürlük düşlerimize kast edenlere karşıdır. Biliyoruz ki dijital dünyada özgürlük ve mahremiyetimize kastedenler günümüzü ve geleceğimizi gasp edenlerdir. Bu çark sorunsuzca dönsün diye tüm gözetim teknolojilerini sınırsızca kullanıyorlar. Bugün kolektif emekçi karakteri gelişmiş olan sınıfımızın tüm bilgi birikimini sahaya sürecek, sermaye sınıfının çarkına çomak sokacağız!